Ana içeriğe atla

Bolton, Tahran’ı konuşmak için Londra’da

Bolton, Tahran’ı konuşmak için Londra’da
İngiltere’de ABD’ye yakın Boris Johnson’ın başbakanlık koltuğuna oturması ardından ABD’den Londra’ya ilk ziyaret. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, ABD’nin Basra Körfezi’nde kurmaya çalıştığı güvenlik misyonuna İngiltere’nin desteğini perçinlemek için Londra’ya ziyaret gerçekleştirdi.
posted onAugust 12, 2019
noyorum

İngiltere’de ABD’ye yakın Boris Johnson’ın başbakanlık koltuğuna oturması ardından ABD’den Londra’ya ilk ziyaret gerçekleşti. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, ABD’nin Basra Körfezi’nde kurmaya çalıştığı güvenlik misyonuna İngiltere’nin desteğini perçinlemek için Londra’da.

Bolton’ın ajandasında Çin’in teknolojik kapasitesini artırmasına karşı İngiltere’nin tutumuyla ilgili görüşmeler de var.

İngiltere, şimdiye dek 2015 yılında İran İslam Cumhuriyeti’yle imzalanan Nükleer anlaşma çerçevesinde oluşturulan Kapsamlı Ortak Eylem Planı'na (KOEP) uyma konusunda yükümlülüklerine bağlı kalırken, İran rejimi tarafından Hürmüz Boğazı’nda İngiliz bandıralı petrol tankerine el konulması Londra ile Tahran arasındaki ipleri kopma noktasına getirmişti. Buna rağmen Theresa May hükümeti, ABD’nin körfezde oluşturmak istediği güvenlik misyonu, diğer adıyla ortak donanma planına destek vermemişti.

2015’te İran rejimi ile imzalanan Nükleer anlaşmanın en etkin taraflarından biri olan İngiltere, Trump yönetiminin anlaşmadan çekilmesine rağmen, anlaşma taahhütlerini yerine getirmiş ve ABD’siz de olsa anlaşmanın sürdürülmesi taraftarı olmuştu.

İngiltere’nin yeni Başbakanı Boris Johnson, başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra İngiltere’nin, ABD’nin ortak donanma planına destek verdiğini açıklamıştı.

İngiltere'nin içeride ve dışarıda çalkantılı süreç geçirdiği bir dönemde İran rejimine karşı sert tutumu ile tanınan Bolton iki gün sürecek olan Londra ziyaretinde, Brexit konusunu da görüşeceği belirtilirken, Bolton’ın ziyareti, ABD Başkanı Donald Trump’ın eski İngiltere Başbakanı Theresa May ile arasındaki gerginlikten sonra Beyaz Saray’ın Boris Johnson başkanlığındaki yeni İngiliz kabinesi ile bağlarını güçlendirme çabası olarak görülüyor.