Ana içeriğe atla

Zeynep ve Suheyla’dan mektup: İran rejimi meşru değil

Zeynep ve Suheyla’dan mektup: İran rejimi meşru değil
İran rejimi tarafından Coronavirüse yakalandıktan sonra adli mahkumlarla aynı koğuşlara konulan Kürt kadın tutsaklar Zeyneb Celaliyan ve Suheyla Hicap, kaleme aldıkları ortak mektupta Kürt ulusunun haklı davası için mücadele ederken tutsak olduklarını ve İran rejimini meşru görmediklerini yazdı.
posted onJune 23, 2020
noyorum

İran İslam Cumhuriyeti’nin 100 bin mahkumu serbest bıraktığını açıklamasına rağmen serbest bırakmadığı için kötü ve tedbirsiz İran rejimi cezaevinde Yeni tip Coronavirüs (Covid-19) salgınına yakalandıktan sonra 10 Mayıs’ta Xoy kenti cezaevinden Tahran yakınlarında bulunan Weramin’deki Qerçek Cezaevine nakledilen Doğu Kürdistanlı (Rojhelat) Kürt kadın siyasi tutsaklar Zeyneb Celaliyan ve Suheyla Hicap, nakledildikleri cezaevinde adi mahkumların bulunduğu koğuşlara konulduklarını ve bunun gayri ahlaki bir durum olduğunu vurgulayan ortak bir mektup kaleme aldı.

Bu durumu protesto etmek amacıyla 20 Haziran’da açlık grevine başlayan Kürt kadın tutsaklar mektuplarında cezaevinde büyük zorbalıklar ve gayri insani uygulamalara maruz kaldıklarını, Qerçek cezaevine getirildikten sonra siyasi mahkumların bulundukları koğuşlara konulmayıp uyuşturucu kaçakçısı, hırsızlar ve diğer adli suçluların bulunduğu koğuşlara konulduklarını belirti.

Kürt kadın tutsaklar kaleme aldıkları ortak mektuplarında İran rejimini hiçbir zaman meşru görmediklerini, ondan medet ummadıklarını, uğrunda tutsak alındıkları davalarından pişman olmadıklarının altını çizerek, “Çünkü biz medeni şartlar çerçevesinde ulusumuzun hakları için mücadele verdik ve bundan pişman değiliz” şeklinde tutumlarını beyan ettiler.

“Kin, korku ve terör cumhuriyeti”

Kürt kadın tutsaklar mektuplarında, aileleri ile görüşme imkanı olmadığı ve adli tutuklular arasında bulunmak istemedikleri için daha önce bulundukları cezaevlerine geri sevk edilmek istediklerini dile getirerek şu ifadeleri kullandı:

“Biz uzun yıllardır hiçbir savunma hakkımız olmaksızın en zalim mahkemelerinde yargılandığımız kin, korku, terör, açlık ve yoksulluk cumhuriyeti olarak tabir ettiğimiz İran İslam Cumhuriyeti’nin zindanlarındayız. Ruhsal ve fiziksel her türlü işkencelerine katlanmış, hiçbir insani haktan yararlandırılmamış ancak yine de boyun eğmemiş tutsaklarız.”

Kürt kadın tutsaklar Zeynef Celaliyan ve Süheyla Hicap mektuplarının sonda vahşi İran rejiminin kendilerini güvenlik incelemeleri için defalarca soruşturma merkezlerinde sorgulamaya gönderdiğini ve bu sorgulamalar sırasında vahşi işkencelere maruz kaldıklarını da belirtti.

Rojhelat’ın Maku kentinde dünyaya gelen Kürt siyasi tutsak Zeynep Celaliyan 13 yıldır İran rejimi cezaevlerinde tutuklu. Celaliyan, ailesi ve avukatları ile görüşmediği için tekrar Xoy cezaevine gitmek istiyor.

Kürt halkı ve kadın haklarını savunduğu için 2018 Ocak ayında Şiraz’da işkenceyle gözaltına alındıktan sonra 6 Haziran 2019 yılında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan ve İran rejimi cezaevleri gardiyanları tarafından ağır işkencelere maruz kalan Suheyla Hicap ise 16 Haziran’dan beri açlık grevine devam ediyor. Suheyla Hicap ailesine yakın olmasından dolayı Evin Cezaevine geri gönderilmeyi bekliyor.

Öte yandan siyasi tutuklu Kürt kadını Sakine Perwane de 25 Mayıs’tan beri açlık grevinde. Sekine Perwane, Kürt siyasi partilerine üye olmak gerekçesiyle 5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

İnsanlık dışı uygulamalarıyla ünlü

Kürt kadın tutsakların açlık grevini sürdürdükleri Qerçek Cezaevi, daha önce tavuk çiftliği olarak kullanılıyordu. Kapasitesinin çok üstünde tutuklunun bulunduğu cezaevinde mahkumlar içme suyu, temel gıda, ilaç ve temiz havaya erişemiyor.

İnsanlık dışı koşullar ve vahşi işkence uygulamalarıyla tanınan Qerçek Cezaevi’ne genellikle siyasi mahkumlar, özellikle de Kürt siyasi mahkumlar gönderiliyor.